Bu ne biçim final yahu! 231 ortalama ile oyun mu oynanır. Bulan var bulamayan var.. Bu yaşıma geldim böyle rezillik böyle kepazelik görmedim canım! Hadi bi oyun 244 patlattın, be adam ikincisi ne oluyo? Dalga mı geçiyosun. Ayıp! De get PBA de felan oyna sen! Ne işin var az gelişmiş ülkenin taze soğanları arasında! Biz 180,190 ortalama felan yapıp güzel güzel paslaşıyorduk aramızda.. Adam sayısal lotodan büyük ikramiye gibi çıktı patadanak! Eh Tolga, ne diyeyim sana, Allah tependen baksın inşallah!
Şaka bir yana teşekkürler sana. Bize böylesine zor bir lane de bu güzel oyunu izleme fırsatı verdiğin için. Teşekkürler çünkü hiçbir şart altında beyefendiliğinden ödün vermediğin için. Teşekkürler hiç bir zaman sporun ruhundan, fairplayden ayrılmadığın için. Teşekkürler, bizimde olağanüstü oyuncularımız var dedirttiğin için.. Teşekkürler Tolga, insanoğluinsan..
Ve teşekkürler Habib. Sonuna kadar mücadeleyi bırakmayıp bu muhteşem finali bize yaşattığın için..
Şindik turnuvaya yani Federasyon kupasına genel bir dikiz atalım. Öncelikle mükemmele yakın organizasyonu ile bizlere hatasız bir turnuva yaşatan herkeze kocaman bir teşekkür ettikten sonra gelelim fasulyenin faydalarına.
Laneleren başlayalım. Ahşap /sentetik lane farklılıkarına turnuva öncesi ziyadesi ile değinmiştik. Açıkcası tam benim tahmin ettiğim gibi oldu. Genel olarak ortalamalara bakacak olursanız, önceki turnuvalara nazaran skorların epey düşük olduğunu görebilirsiniz. (Tolga burda konu dışı!) Bunun en büyük sebebi, sentetik lanelere alışkın çoğumuzun ahşap lanenin unpredictable yani süprizlere açık yapısına alışkın olmadığımızdı. Eğer yağlama mükemmel denebilecek şekilde başarılı olmasaydı skorların bir 5-10 pin daha aşağıda olması muhtemeldi. 40feet christmass tree-stripped backend ( 40 feet piramit ve kupkurunun kurusu arka kısım şeklinde Türkçeleştirilebilir) paternindeki yağlamanın arkada net bir kırılma imkanı vererek lanenin yapısından kaynaklanan dezavantajları minimuma indirdiğini söylemek sanırım abartı olmaz. Değişik laneler arasındaki farklılıkların 1-2 çıta içinde olması, hatta zaman zaman birebir aynı olması, yağlamanın başarısını ayrıca ortaya koymaktaydı. Buna rağmen lane üzerinde 2 hatta 3 farklı kırılmanın yaşanması gözlerden kaçmadı. Yağlamaların yenilendiği 6lı serilerde özellikle carry-down (yağın arkaya taşınması) ve break-down (lanenin kurumaya başlaması) durumlarının kaçınılmaz olduğu 3 ve 4üncü oyunlar sonrası süprizli yapı daha çok kendini gösterdi. Bu tür zor lane şartları "release sensitive" özellikler taşır. Yani topu elden çıkarışınızdaki çok az bir değişiklik dahi, lane üzerinde çok farklı sonuçlar doğurabilmekte, yani hata affetmez bir durum doğurmaktaydı. Genel lane kondisyonu ben dahil bir çok arkadaşımıza kuru gelmesine karşın (ki kuruda biz Türklerin daha başarılı olduğumuz söylenebilir), bu suprizli yapı skor ortalamalarının beklenenden daha aşağıda olmasına yolaçtı. Bu tür lanelerde işe yarayabilecek çözümlerden birtanesi, topu 2ci ok üzerinden, düze yakın ve mümkün olduğu kadar hızlı, cebe girecek bir açı ile yollamaktır. Baylarda bronz madalyaya ulaşan Ayhan abi (Ayhan Bilge) ve ilk sekizde mücadele eden Bülent'in (Bülent Ateşoğlu) son çare olarak bu çözüme başvurması gözümden kaçmadı. Yok ben topu açacam da kanaldan içeri sokacam ısrarında bulunan Hakan'ın (Hakan Tankut) ilk 6 oyun sonunda üçüncü iken dokuzuncu olarak finallere kalamaması da yarıca üzerinde durulası bir konu sanırım.(Tolga yine konu dışı burada!!!) Benim için asıl süpriz olan, düz oynayan arkadaşların bu turnuvada göze batmaması idi. Oysa turnuva öncesi beklentim düz oynayanların daha avantajlı olduğu yönünde idi. Sanırım pinlerin yeni ve nizami oluşu, "neden strike olur", "falsolu oynayın" gibi başlıklar altında defahatle belirttiğimiz bilimsel gerçeklerlerin daha net öne çıkmasına sebep oldu.
Küçük bir not da top seçimleri ile ilgili. Birinci olan Tolga ve ikinci olan Habibin oynadıkları toplar, bizim turnuva öncesi tavsiye ettiğimiz particle pearl toplardan ikisi idi. (Tolga Storm Trauma Recovery, Habib Brunswick Shock Zone ile oynadılar)
Ve yine ilginç bir tesadüf(!), baylarda ilk üç sırayı alan sporcuların, milli takımımızı oluşturan sporculardan olması hayli dikkat çekti.
Bayanlara gelince, Demet'in rakipsizliği hala devam ediyor. Arada bir kazaya uğrasada, ertesi turnuva çıkıp gene tahtına oturuyor. Tecrübesiyle, tekniğiyle, stiliyle onu yerinden etmek de biraz zor görünüyor. Kızlarımız dan dun top atmak yerine, bir yıllarını feda edip falsolu oyuna geçmedikleri sürece de sanırım bu satırların benzerlerini epeyce yazacağız.
Hasılı, tatlısıyla tuzlusuyla oldukça leziz bir turnuva yaşadık. Darısı diğer turnuvaların başına.
Sevgiler saygılar,
May the Force be with you..
Dipsiz Not: Bazı arkadaşlar ilk yazımı okurlarkene sanki ilaç prospektüsü okuyormuş izlenimi edinmişler. Efenim kullandığım bowling değimlerinin malesef çoğunun Türkçesi yok. Mümkün mertebe Türkçe açıklamalarını da yapmaya çalışıyorum bundan gayri. Sitemizin "Bowling" başlıklı bölümünde bu kelimelerin açıklamalarını bulabilirsiniz. Ayrıca kapsamlı bir bowling sözlüğü de hazırlanma aşamasındadır belirtir, gözlerinizden öperim.