B-TR ANA SAYFA
   ANA SAYFA   |   GERİ
Tophane
Dönüyor da nasıl dönüyor?: Bölüm 1


PAYLAŞ: 



Dükkana gelmeden mutlaka sağa sola, sorarız ne alayım diye.. Bilen bilmeyen de fikir beyan eder kaçınılmaz olarak. Demişlerdir ki falanca top acaip huklu. Proshop’daki gariban anlatır durur, senin atışına o uymaz vs.. Bir yanın inanır, öteki yanın da der ki, şimdi bu adamın elinde bu var bana kakalamaya çalışıyor.. Ne yapacaksın bilemezsin..

Soru: En agresif, en çok “huklu” top hangisidir? Veya en “falsolu” top hangisidir?
Cevap: Salon topları dahil dünyada bugüne kadar üretilmiş bütün bowling topları.
 
Ekseriyetle yanlış anlaşılan bir konuya parmak basmak isterim. Daha çok dönen veya daha az dönen diye bir top ayrımı malesef yoktur. Farklı hat şartları için, farklı yaglamalarda gerekli reaksiyonu verecek toplar vardır. Örnek olarak bir haftadır yüzüne yağ değmemiş bir hatta, falso kapasitesi çok yukarılarda ifade edilen mat topunuz neredeyse dümdüz gider iken, sıradan bir salon topu sol kanaldan sağ kanala kadar açılıp çılgınca dönerek cebe girebilir.
 
Bir bowling sporcusu topu yuvarlarken belirli bir enerji yükler. Yani belirli bir dönme kuvveti uygular. Temel olarak topun dönme sebebi, sizin atış anında ona yüklemiş olduğunuz enerjiyi ne zaman ve nerde açığa çıkardığı ile ilgilidir. Yani bir başka deyişle enerjisini ne zaman ve ne kadar sıklıkla kaybettiği, topun falso kapasitesini belirler.

Top üreticilerinin “agresif” derken demek istedikleri aslında ne kadar erken kırıldığı, ve enerjisini ne kadar erken boşalttığıdır.

Sürtünmeyi yönetmek!
Bu enerjinin kaybedilmesinin sebebi ise topun yüzeyi ile hat arasındaki “sürtünme”dir. Belirli bir açıda dönme kuvveti uygulanarak atılan top, kendi yüzeyi ile hat arasında sürtünme ile karşılaştığında tutunarak yön değiştirmeye çalışır. Nefesi yettiği yere kadar bunu başarır, sonrasında dönmesini bitirerek yuvarlanmaya devam eder. Bowling sporu temelde bu sürtünmenin yönetilmesi ilkesine dayanır. Yağlamadan topun yüzey özelliklerine, delimden oyuncunun tur sayısına ve süratine kadar bir çok değişken hep bu sözü geçen sürtünmeyi yönetmek ve karşılaşılan hat şartında en etkili atışı yapmak için kullanılır.
 
Otomobil örneği:
Gözünüzde tam canlanmadıysa, başvurulacak en güzel örnek buzda giden otomobildir aslında. Buz üzerinde kayan bir otomobil düşünün. Direksiyonu tam sağa kırıp gaza yüklenseniz dahi yön değiştiremezsiniz. Çünkü tekerlek yere tutunamaz ve patinaj yapar. Çünkü sürtünme yoktur! Bunu nasıl aştığınızı düşünün. Ya buzdan çıkarsınız, ki tekerlek yola tutunsun, ya da kar/buz içerisinde tutunacak çivili bir lastik veya zincir takarsınız. Kısaca sürtünme yaratırsınız. Bir başka değişle, aslında lastik ile yol arasındaki sürtünmeyi yönetmeye çalışırsınız. Bu örneği bowling’e uyarlarsanız toplarımızın yüzey özelliklerini lastiğin yüzeyi olarak, çekirdeklerini de otomobilin motorunu olarak düşünebilirsiniz.
 
Şimdi bu açıdan bakalım, en iyi tutunan lastik hangisidir? Slick yarış lastiği karda tutunur mu? Peki zincir takılan tekerlek kuru yolda yüksek performans almanıza yardım eder mi? En çok tutunan topunuz az yağlı bir hatta ne yapar? Az tutunmak için üretilmiş bir top bol yağda nasıl hisseder?
 
Sporcunun stili ve hat şartından bağımsız olarak, topun falso kapasitesini etkileyen faktörler:
1-      Topun yüzey özellikleri %65-70
2-      Topun çekirdek özellikleri %15-20
3-      Dinamik ağırlık/pin noktası konumlandırması (delim) %10-15
4-      Mass Bias %0-15
5-      Balans deliği %0-5
6-      Statik ağırlık %0-1
 
Bu dağılımdan da anlaşılacağı üzere, topun hat üzerindeki hareketini en çok etkileyen değişken yüzeydir. İşimiz zaten sürtünmeyi yönetmek ise, bu zaten çok normal. Kaldı ki, çekirdek özelliklerinden delime kadar diğer değişkenlerin tamamı da aslında topun yüzeyinin ne kadarının ne ölçüde ve ne zaman hat ile temas edeceğini belirler. Kısaca ne yapıyorsak, son tahlilde hep sürtünmeye bulaşmış oluyoruz..
 
LASTİKLER: Topumuzun Yüzeyi
 
Topun çekirdek özellikleri yani motor ne kadar kuvvetli olursa olsun, eğer tekerlek buna uygun değilse doğru performans alınamaz. Yine otomobil örneğini hatırlayın lütfen. Dolayısı ile yol şartına uygun lastik seçmek ne kadar önemli ise hat şartına uygun yüzey seçmek de o derece önemlidir.
 
Kimyasal yapısına göre yüzeyler
 
1- Plastik yüzey: Hemen hemen hiç tutunmayan bir yüzey kaplamasıdır. Spare toplarında kullanılır. Daha zayıf çekirdek özellikleri ile birlikte normal şartlarda falso almaması için üretilir. Düz atış için idealdir. Çok az yağlı veya çok kısa yağlanmış hat şartları için ise “strike topu” olarak kullanılabilir.
 
2- Uretan (urethane) yüzey:Aslında tüm reaktif ve parçacıklı (particle) yüzeylerin temelidir. Plastik yüzeye göre daha fazla sürtünme sağlar. Ancak kuru zemine verdiği tepki zamanı çok düşüktür. Reaktif ve parçacıklı yüzeylere göre çok daha az tutunur ve çok yumuşak hareket eder. Urethane toplar da genellikle daha az ve/veya kısa yağlanmış şartlarda tercih edilir.
 
3- Reaktif yüzey: Yağlı zeminde tutunmayacak, ancak kuru zaminde en fazla sürtünme sağlayacak şekilde tasarlanmışlardır. Genel olarak hattın ön bölümünde az tutunup, arka kuru bölümde sert hareket yapma eğilimindedirler. Buna mukabil birçok çeşit reaktif yüzey çeşidi vardır. Top üreticileri farklı hat şartları için daha az tutunandan daha çok tutunana kadar değişik özellikte reaktif yüzeyler üretmektedirler. Günümüzde, modern bowling toplarının hemen hemen tamamı bu kategoride yer almaktadır.
 
 
4- Parçacıklı (Particle) yüzey:
Temelde reaktif yüzeylerdir. Ancak yüzeye parçacıklar eklenmesi sonucunda ortaya çıkarlar. Reaktif taban üzerine cam, silica, seramik gibi mikroskopik parçacıklar eklenerek yağlı zeminde daha fazla sürtünme amaçlanmıştır. Üzerine çiviler takılmış kar lastiği gibi düşünülebilir. Erkenden tutunma sağlayarak enerjinin daha erken açığa çıkmasına sebep olur. Yağlı zeminde sürtünmeyi arttırmak hedeflenmiştir. Karakter olarak daha uysal bir harekete sahiptirler. Genellikle yumuşak bir yay çizerek yolculuk ederler. Reaktif yüzey teknolojisinin çok gelişmesi sebebi ile üreticiler tarafından artık fazla tercih edilmemektedirler.
 
Fiziksel hazırlığına göre yüzeyler:
 
Parlak/mat:
Parlak toplar hat üzerinde daha az tutunarak yukarıda bahsettiğimiz enerjinin harcanmasını geciktirir. Daha az tutunma daha az sürtünme demektir. Dolayısı ile top enerjisini daha uzun süre muhafaza ederek daha geç açığa çıkartır. Görece olarak daha kuru şartlar için, daha yülsek turda oyuncular için ve daha yavaş hızlar için uygundur. Bu saydığım özellikler zaten topun enerjisinin erken boşalmasına sebep olacağı için parlak top kullanarak denge sağlanabilir.
 
Mat toplarda ise hattın yüzeyi ile top yüzeyi arasında sürtünme daha fazladır. Top daha erkenden tutunarak enerjisini daha erken boşaltmaya başlar. Görece olarak daha yağlı şartlarda, ve/veya yüksek hızla atan oyunculara uygundur.
 
Top yüzeylerinin fiziksel hazırlığı kimyasal özellikleri gibi sabit değildir. İhtiyaca göre değiştirilebilir. Bugün bir turnuvadaki saha şartına göre parlak olarak kullandığınız bir topunuzu yarın başka bir turnuvanın şartlarına uyum sağlamak için matlaştırabilirsiniz.
 
MOTOR: Topumuzun Çekirdeği 
 
Bowling topumuzun içinde yer alan ve adına çekirdek dediğimiz kütle topun yüzeyinin ne kadarının ne ölçüde ve ne zaman hat ile temas edeceğini belirler .
 
Bunu en anlaşılır şekilde anlayabilmemiz için öncelikle “pin”, “eksen yolculuğu”, “PAP”, “PSA” gibi kavramları öğrenmemiz gerekiyor.
 
Pin Noktası
Topumuzun içinde yer alan çekirdeğin tepe noktasıdır 
 
 
Eksen değişimi
Topunuzun üzerindeki ilk yağ çizgisini hatırlayın. Parmak deliklerine en yakın olan ve topunuz hat ile buluştuktan sonra ilk tam tur yuvarlanmasını bitirken oluşan çizgidir. Bu ilk yağ çizgisini bir çember olarak düşündüğümüz vakit, bu çember sizin atış anında topu dönmeye zorladığınız yüzeydir. Bu çemberi bir tekerlek gibi gözünüzde canlandırdığınızda, bu tekerleğin ortasından geçene hayali çizgi, sizin ekseniniz olur. Yani topu yuvarlanmaya zorladığınız çemberin ekseni. Bu hayali eksenin topun üzerindeki iz düşümleri sizin PAP (pozitif eksen noktası) ve NAP (negatif eksen noktası) yerleriniz olarak belirlenir.
 
 
 
 
İyi güzel de siz topu belirli bir açıyla atıp kafanıza göre bir düzlemde dönmesini istiyorsunuz da, acaba top buna razı mı? Elbetteki değil. Motor vazifesi görmesi için toplarınızın içine yerleştirilen çekirdekler burada devreye girerler. Bu çekirdekler, basit bir anlatımla topların geometrik merkezlerinde değildir ve hem şekil hem de kütle olarak homojen bir dağılım göstermezler. Dolayısı ile top hat üzerinde yolculuk ederken bir nevi çekirdeğin bulunduğu veya devinmek istediği tarafa doğru yalpa yaparak bir tarafa doğru kendini atmak ister. Yani içinde bir çekirdek barındıran tüm bowling toplarının kendi kafasına göre dönmek isteyeceği bir eksen vardır. Buna PSA (preferred spin axis/doğal eksen) denir.
 
Toplar hat üzerinde yolculuk ederken ancak doğal eksenlerini bulduğu zaman yalpalamasını bitirerek kararlı bir hale dönüşür. İşte bizim falso vermek için kullandığımız temel prensip de bu yalpalama hikâyesidir. Yukarıda bahsettiğimiz sizin topu dönmeye zorladığınız eksen (PAP) ile topun doğal ekseni (PSA) arasındaki fark ne kadar büyük olursa, top o kadar fazla yalpalar, dolayısı ile o kadar fazla yağ çizgisi üretir. Daha fazla yağ çizgisi üretmesi demek her yeni turda yağlanmamış temiz yüzeyi ile hatta temas ettiği için daha iyi tutunması demektir. Hatırlayın, işimiz sürtünmeyi kontrol etmekti. Top her dönüşünde temiz bir yüzeyi, yağ değmemiş bir yüzeyi ile hatta temas ederse doğal olarak daha fazla sürtünme yaratır ve tutunur.
 
Yalpalama olarak ifade etmeye çalıştığım şey aslında sizin dönmeye zorladığınız eksenden topun doğal eksenine doğru yapılan eksen değişimidir. Top her bir tur alışta bir miktar daha kendini doğal eksenine doğru atarak oraya ulaşmaya çalışır.
 
 
Bowling Sporcusunun Ekseni                   Topun Doğal Ekseni               Eksen Değişimi
 
Top eksen değişimini tamamladığı zaman falso alma olayı sona erer. Yani sizin verdiğiniz enerjiyi tüketir ve dönmesini bitirir. Çok basitçe şunu hatırlayabilirsiniz: Topunuzun hatta yuvarlanırken gözlemleyin. Sanki fingerlar dönerken bir tarafa toplanıyormuş hissi verir, asla aynı çemberde dönmezler. Toparlanmasi bitince de kararlı hale gelip yer değiştirmeden dönmeye başlar. Bu eksen değişiminin bittiğinin işaretidir.
 
Bu bize 3 aşamayı anlatır.
1-      Kayma aşaması
2-      Falso/dönme aşaması (eksen değiştirme)
3-      İleri-düz hareket (forward roll) aşaması
 
Topun pinlere en güçlü girdiği anda eksen değişiminin bitip de ileri yuvarlanmaya girdiği andır. Eksen değişimi bitmeden girerse gereğinden fazla açıyla devam ederek çirkin splitler bırakabilir. Eğer ileri yuvarlanmaya girdikten çok sonra pinlere ulaşırsa zayıf vurur ve gereğinden fazla sapar. Büyük ihtimalle 10 numara dimdik ayakta kalır..
 
Eğer top enerjini erkenden bitirip kendi doğal eksenine çok önceden ulaşıyorsa asla yeterli falsoyu almaz. Bir başka deyişle “ölür”. Çok agresif top diye alıp “yahu bu top nebiçim top, acaip falsolu diye aldık benim spare topum daha çok dönüyor” cümlelerini sarf etmenizin sebebi de budur. Top gücünü çok erken harcayıp hatta ölüyor demektir.
 
PAP-PSA farkı
Yukarıda, sizin ekseniniz ile topun doğal ekseni arasındaki fark ne kadar büyük olursa, top o kadar fazla yağ çizgisi üretir, dolayısı ile o kadar fazla sürtünme yaratır demiştik. Mutlaka aklınıza takılmıştır, “iyi de bu fark neye göre nasıl oluyor da oluyor?” diye.. PAP-PSA arasındaki farkı/uzaklığı delim yaparken ayarlıyoruz. Bu konuya ileriki yazılarda detaylı döneceğim.
 
Çekirdek özellikleri ve diğer kavramlar:
 
Nasıl bir otomobilin motoru farklı güçlerde olabiliyorsa, toplarımızın çekirdekleri de farklı güçlerde olabilir. Bu farklılıklar RG ve RG differential kavramları ile ifade edilir.
 
Radius of Gyration (RG):
Fizik matematik vesaire detaylarla kafa karıştırmadan ne ifade ettiğini açıklamaya çalışalım. Temel olarak topun içindeki çekirdek kütlesinin geometrik merkeze göre ne kadar uzaklıkta olduğunu ifade eder. “Düşük (Low) RG” demek, kütlenin topun geometrik merkezine daha yakın olması demektir. Bu tür toplara “center heavy”/”merkez ağırlıklı” top denir. Top ne kadar merkez ağırlıklı ise kendi etrafında dönme hızı ve sayısı o kadar fazladır. Bu tür toplar enerjilerini daha erken boşaltırlar. Daha yağlı şartlar için uygundurlar.
“Yüksek (High) RG” toplarda ise merkez kütle topun geometrik merkezinden daha uzakta, yüzeye daha yakındır. Bu tür toplara “cover heavy”/”yüzey ağırlıklı” toplar denir. Bu tür toplar kendi etrafındaki turlarını daha uzun sürede tamamlayacakları için görece olarak az tur alırlar ve daha geç enerjilerini boşaltma eğilimindedirler.
RG değeri topun hat üzerinde ne kadar erken veya geç kırılacağını işaret eder. Düşük RG toplar daha erken, Yüksek RG toplar daha geç kırılırlar.
 

RG Değeri
Sınıfı
2.43-2.48
Çok Düşük
2.49-2.51
Düşük
2.52-2.54
Orta Düşük
2.55-2.58
Orta
2.59-2.66
Orta Yüksek
2.67-2.80
Yüksek

 
RG Differential
Topun içindeki çekirdek farklı yükseklik ve genişliğe sahiptir. Dolayısı ile kütle dağılımı dikine ve enine birbirinden çok farklıdır. Top hat boyunca yolculuk ederken çekirdeğin yüksekliği ve genişliği arasındaki fark ne kadar fazla ise o kadar uzun süre yalpalayacak ve kendi eksenine ulaşmak için kararsız kalacaktır. Diğer bir deyişle eksen değişimi daha uzun sürecektir. Özetle RG Differentialtopun ne kadar fazla yağ çizgisi üreteceğini, yani “flare” potansiyelini belirler. RG değerleri topun ne kadar erken veya geç kırılacağını belirlerken, RG Differantial bir bakıma topun ne kadar fazla falso olacağını belirler (hatırlayın ne kadar çok yağ çizgisi olursa top o kadar kez temiz yüzeyi ile hatta temas etmiş ve o kadar fazla sürtünme yaratmış olur).
 

RG Differential
Olası yağ izi potansiyeli (Track Flare kalınlığı) (inch olarak)
.000-.009
O"
.010-.019
0 - 1-1/2"
.020-.029
2 - 3"
.030-.039
3 - 4-1/2"
.040-.049
4 - 5-1/2"
.050-.059
5 - 6-1/2"
.060-.069
6 - 8"
.070-.080
7 - 10"

Not: Yağ izi kalınlığı, sporcunun tur sayısına göre değişiklik gösterir.
 
Top seçini esnasında yüzey özelliklerinin yanı sıra RG ve RG differential özelliklerine de bakılarak ihtiyacı karşılayacak bir kombinasyon tercih edilir. Delim ve yüzey değişiklikleri ile de (parlatma/matlaştırma) bu potansiyelin nasıl kullanılacağına karar verilir.
 
CG- Ağırlık Merkezi (Center of Gravity)
Bu nokta kısaca çekirdeğin ağırlık merkezinin topun yüzeyine izdüşümü olarak açıklanabilir. Modern bowling toplarında reaksiyona etkileri yok denecek kadar azdır. Delim yapılırken topu legal limitler içerisinde tutmak koşulu ile ağırlık merkezinin konumlandırması gözardı edilebilir (USBC ball motion study dahil bir çok çalışma ile bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Brunswick, Ebonite, Storm gibi firmalar da resmi veya resmi olmayan bir çok ortamda bunu dile getirmektedirler).
 
Mass Bias/İkincil Pin noktası
Bazı çekirdekler tasarlanırken çekirdeğin bir kısmı daha yoğun/daha ağır veya farklı biçimde üretilmektedir. Çekirdeğin belirli bir kısmını asimetrik olarak farklılaştırarak RG ve RG differential değerlerini değiştirmek amacı ile tercih edilir. Basitçe ifade etmek gerekirse, ikincil pin noktası bu farklılaşmanın olduğu yeri işaret eder.
 
Prensip olarak uygun şekilde delindiği zaman simetrik çekirdekli toplara nazaran daha keskin kırılma eğilimindedirler. Genellikle atış değişikliklerine karşı daha hassastırlar. Dolayısı ile aynı atışı tekrar edemeyen, başlangıç seviyesindeki oyuncular için pek tercih edilmezler.
 
Bu tür çekirdeklere sahip topların reaksiyonları delim ile çok dramatik şekilde farklılaştırılabilir. Mass Bias olarak isimlendirilen nokta delim yapılırken pin noktasının konumlandırılmasından sonra en fazla dikkat edilmesi gereken noktadır. Oyuncunun eksenine göre doğru konumlandırılmamış ikincil pin noktası, topun arzu edilenden bambaşka bir reaksiyon göstermesine sebep olabilir. Kısaca topu delen kişinin ne yaptığını iyi biliyor olması gerekir.
 
Top Weight/Tepe Ağırlığı
Ağırlık merkezinin bulunduğu tarafın diğer tarafa göre olan ağırlık farkıdır. Delim sırasında çıkartılan ağırlığı karşılamaya yarar.
 
Pin açıklığı (pin-in ve pin-out)
Pin noktası ve ağırlık merkezi arasındaki mesafeyi ifade eder. Topun yüzeyinde işaretlenmiş olan pin noktası ile ağırlık merkezi arasındaki fark 1-1/2 inch ve daha az ise pin-in, 2 veya 2-1/2 inch ve fazla ise pin-out olarak adlandırılmaktadır. Belirli delimleri tercih ederken yasal sınırlar içerisinde kalmak için gerekli pin açıklığı olan toplar tercih edilir.
 
Bu temel kavramların üzerinden geçtikten sonra ilerki yazılarda top seçimi ve delimi üzerine konuşmaya devam edeceğiz.
 
Bowlingle kalın,
 
Sevgiler,
Burak