B-TR ANA SAYFA
   ANA SAYFA   |   GERİ
Kanala Düşenler
Bir Turnuva'nın ardından - MCC 200


PAYLAŞ: 



Türkiye geçen hafta pek çok ilki gerçekleştirdi. Akdeniz Kupası’na başarıyla evsahipliği yaparak ilk uluslararası turnuvasını gerçekleştirmiş oldu. Habib Doğan Türk bowlinginde uluslararası turnuvada altın madalya kazanan ilk sporcumuz oldu.

Bugün bu konudaki mailleri okurken ilk kez ben neler düşünüyorum diye düşündüğümü farkettim. O kadar karışık duygular vardı ki kafamda ben de bunları olumlular ve olumsuzlar diye ikiye bölerek sizlerle paylaşmaya karar verdim. Uzun bir yazı ama lütfen vakit bulup okuyun çünkü tüm yazı yoğun emeklerin üzerine yazılmış bir yazı.

OLUMLULAR (Teşekkürler, Türkiye’de Genel Bowling Konuları)

Sevgili Habib’in altın madalyasının keyfinin yanında kesinlikle teşekkür edilmesi gereken önemli isimler de olduğunu düşünüyorum. Bunun başında Habib Doğan kadar orada ter döken takım arkadaşları Çetin Gogen Alaca, Sevcan Kilci ve Ebru Acar yer alıyor. Bu dört sporcumuzun tüm turnuva boyunca kendi ülkelerinde yapılan bir turnuvada oraya çıkmanın stresini ve cesaretini taşımaları, ellerinden gelenin en iyisi yapmaya çalışmaları, sonuna kadar pes etmeden mücadele etmeleri, bir milli takım oyuncusuna yakışır tüm gerekleri yapmaları gerçekten çok önemliydi. Tüm bu sporcularımızın kamp süresince oynadıklarından daha düşük skorlar yaptıklarını gördüğümde demek ki tecrübe ve daha çok çalışmakla ilerideki turnuvalarda çok daha iyi şeyler yapabileceğimizin kanıtlarını gördüğümü düşünüyorum. Ve tabii Recep Hoca, herşeyiyle tüm turnuvada oradaydi. Hepsine çok çok teşekkürler.

Sahadaki 4 sporcumuz kadar heyecanlı, onlar kadar kendilerini oyuna vermiş her noktada sahadaki 4 sporcumuzun yanında olan Milli takım kampında yer almış sporcularımız: Gülhan Aksular, Duygu Gürkan, Tolga Şişmanoğullar ve Gediz Ege. Atılan her strike ve spare’i kendileri atmışçasına oradaydılar. Ve tabii ki aday kadro kampında bu takım anlayışını hissetmiş olan sporcularımız... ve tabii “gerçek dostlar” takımda olsun olmasın kalkıp gelip takıma destek verenler. Bunlar hep oluşturmaya çalıştığımız “TEAM TURKEY” kavramının yavaş yavaş yapılanmaya başladığının izleri. Ve lütfen dikkat seyirci desteği aldığı iki oyunda da takımımız en yüksek skorlarını gerçekleştirdi! Bunlardan biri 855 ile turnuvanın en yüksek ikinci takım serisi...

Bu turnuva sadece tek alanda yarıştığımız bir turnuva değildi. 3 federasyon başkanı, ETBF teknik komitesi ve ETBG Başkanı Addie Ophelders’in ziyareti ile özel bir niteliği olan bir turnuva idi. Avrupanın en prestijli turnuvalarından biri olan ECI-European Individuals Cup / Avrupa Ferdi Kupası için aday olan ülkemizi teftişe gelmişti bu insanlar. Hatta bir kısmı hala Türkleri deve, çarşaf sendromu ile algılıyorlardı. Ne organizasyon ne de teknik manada bir falso vermeden başarı ile tamamlanan bu organizasyon bizim Avrupa Bowlinginde yavaş yavaş başlayan kıpırdanmamızın en önemli adımlarından biri oldu. Son toplantımızda federasyon başkanı artık yapıp yapamayacağımızı değil bazı temel konuları nasıl halledebileceğimizi soruyordu. Yani tamamen bu testi de geçtik. Zaten yurdumuzdaki bilgi birikimi ve organizasyonda destek verenlerin sayısının azlığı ile daha fazlası da zor olurdu.

Kimdi bu başarının sırrı ? Başta sponsorlar ve organizasyon için gerçekten inanılmaz çalışan ve stresten telef olan Türker Kabataş ve Safiye Pamuk. Tüm Korukent çalışanları – herşeyleri ile dörtdörtlüktüler. Ve tabii “lane marshall” ekibi: Burak Natal başta olmak üzere Nigar Düzcan, Adem Güran, Emre Yusufi ve Başaran Canbolat. Onların inanılmaz performansı Tamer Yoluak’ın teknik ekip desteği ile bizi başarıya götürdü.

Sponsorlar ve desteklerle gerçekleşen organizasyonda; Tüm turnuva destek veren Nestle ve Powerade, tüm ulaşımları sağlayan 2M Turizm, tüm banner, pano vs. ürünlerini sağlayan Zed Turizm, Milli Takım ve misafir konaklamalarını sağlayan Dedeman Istanbul, misafirlere sunulan hediye paketlerine destek veren Mesut Ceşen, MT Spor, Yapı Kredi. Turnuvanın tüm havasını değiştirdi bunlar. Pazar günü en kritik anda fotokopi makinasını yetiştiren Time-Out. Rollhouse hat okuyucusu ile ve askeri görevinden çıkıp gelen Ismail Akar. Turnuva boyunca teknik destek verip spinner, top kontrolü vs. de her an destek veren Recep’s Proshop: Recep Çınar ve Burak Natal. Her an her yerde olup dertleri çözmeye çalışan, gelen misafilerle sürekli ilgilenen, takımın her sayısında yerinden zıplayan Sayın Osman Aydın. Korukent Cosmic Bowling’in tüm olanaklarını bize açan, bir kere bile neden demeden kabul eden, ofislerinde günlerce yaşadığımız Sayın Cüneyt Sarıçimen .. Çok teşekkürler.

Bugün bu noktadan Türk Bowlinginin geldiği yere baktığımda biraz sonra olumsuzlara da değineceğim moral bozucu unsurların aslında o kadar da önemli olmadığını düşünebiliyorum. Belki bu maili okuyan insanların çoğu Türkiye’de bowling yapılanmasının nasıl oluştuğuna dair daha önce çok fikir sahibi değildir.

13-14 Ekim 2001 yarihinde İstanbul’da toplanan 16 kişi tarafından Türkiye’de Bowling Sporu’nun dünya standartlarında oynanması için bir gönüllü çalışma grubu oluşturulması düşüncesi ile başladı herşey.

Bugün 2003 te geriye baktığımızda:

  • 100 den 300 e çıkmış aktif sporcu sayısı ile 16 salonda düzenlenen A ve B ligleri
  • Türkçeleştirilmiş bowling kuralları ve bilgileri
  • Avrupa Bowling kurallarına göre düzenlenen lig ve turnuvalar, bu kuralları her geçen gün daha çok uygulayan hakemler
  • Kavga dövüş olmadan huzurla başlayıp biten ortalamaların turnuvalar
  • Yılda 2 den 4 e çıkan resmi turnuvalar, yağlaması ve organizasyonu ile ciddi bir nitelik taşıyan Open turnuvalar, düzenlenecek yeni resmi turnuvalar
  • Avrupa Federasyonu’nda daha fazla tanınan bir ekibe sahip olmak
  • Uluslararası turnuvaları düzenlemeye aday olmak ve hatta birini düzenlemek.
  • Sporcularımızın skor istatistiklerinin tutulması
  • Genç sporcuların daha hızlı yetişmelerinin sağlanması
  • Kulüp sayısının artması
  • Madalya ile tanışmak
  • Milli takım seçmelerinde “tek turnuva” sisteminden daha ciddi istatistiklere ve karşılaşmalara dayanan seçme sistemlerine gidilmesi ve “Ranking” sistemleri için altyapı hazırlanması,
  • Yabancı idareci ve antrenörlerden tebrikler almak
  • Yurt çapında yabancı eğitimcilerle antrenör ve teknik eleman eğitimleri düzenlemek
  • Tüm bunları isteyen ve çalışacak herkesin katılabileceği bir platform ile demokratik bir ortamda çözmek
  • Sorulara cevap verebilmek...

Bunlar insana gerçekten umut veriyor. Hele 16 kişi başlayıp 6 kişi ile sürdürülüyorsa tüm bu işler nerden baksanız moral verici gelişmeler.

OLUMSUZLUKLAR

Türkiye’de başlayan paralı Open Turnuvalara 80+ kişi şehir-mesafe-para demeden katılırken, resmi turnuvalara haber verme gereği bile duymadan katılmayan ve diğer insanların hakkını yiyen insanlar. Ve Türkiye’de düzenlenen ilk uluslararası turnuvada 30-40 ı geçmeyen izleyici sayısı. Öyle düşünüyorum böyle düşünüyorum ya nasıl olur insan en azından Cumartesi günü bir uğramaz? Hadi şehir dışından çıkıp gelmedin .. ya İstanbul’da oturanlara ne oluyor? Yıllarca yurtdışında turnuvalara katılan insanların anlattığı hikayelerin canlıları yurdumuza geliyor kimse zahmet edip bakmaya bile gelmiyor. Bunu anlayamıyorum.

Hadi turnuvaya geldin, insan biraz olsun takımını desteklemez mi? Ki bu takım beğenseniz de beğenmeseniz de morali yükseldiğinde 2. en yüksek skoru atabiliyor.. uzaktan küçümseyici bakışlarla yan yan baktığınızda elinize ne geçiyor? Ya da “o da kaçar mı ben olacaktım ki” filan yorumları.. Bunlar inanın duyuluyor, görülüyor arkadaşlar. En az “Bravo ve haydi bastırın”lar kadar duyuluyor. Bazı sporcuların yüzünde ben olsam daha iyisini yapardım ifadesini de gördüm. Peki neden orada olmadıklarını kendilerine sordular mı acaba? Ya da orada olsalar ve ellerinden geleni yapmaya çalışırken kimse onlara destek olmasa ne yaparlar acaba? Ayrıca başkalarını beğenmeme ve küçümseme lüksünü kim veriyor ki size? Kolay mı sanıyor bazıları bu işi? O kadar kolay da niye Türkiye yok hiçbir yerde bunca yıldır? Ne kattınız Türkiye bowlingine? Bir taş koydunuz mu? Peki neden şimdi köstek oluyorsunuz? O sahada dört tane gerçek sporcu elinden geleni yaptılar ve dikkat ettiyseniz pek çok derece ucundan kaçtı...

Ve beni en çok eğlendiren ise “Abi adamlar nasıl atıyor işte budur, bizden bir şey olmaz” yorumları. Gelen takımlarla konuştuğumda en mütevazisinin bile 12 yıldır bowling oynadığını öğrendim. Hepimizin çok beğendiği İspanyol Marcial Ovide 20 yıldır bowling oynuyormuş. Türkiye’de bugün liglerde 14 salonda 300 sporcu oynuyor. Israilde bu sene şampiyon olan kulübün oyuncu sayısı 250, İsveç’te 125 tane bowling salonu var ve 25.000 sporcu (İsveç'in nufusu 9.000.000 kişi). Biraz zaman tanımak ve çok çalışmamız gerekiyor. Oturup laf yetiştirmek çok kolay. Nasıl ilerlememizi bekliyorsunuz? Bu sporun ilerlemesi hepimizin elinde. Tekrar ediyorum şu anda Türkiye Bowling’ininin “Türkiye Çapında” ilerlemesi için çalışan sadece 6-7 kişi var. İnanın kolay olmuyor. Bunu şikayet için söylemiyorum ama lütfen eleştri yaparken biraz düşünün ve sorun olduğunu düşündüğünüz bir konu varsa lütfen gelin çözümü için çalışın. Bu konu “salon”, “kişi” ve “kulüp” bazında değil “salonlar”, “sporcular”, “kulüpler” bazında ancak çözülür.

SONUÇ

Neticede teşekkürlerimi de öfkemide paylaştığıma göre oraya iyi niyetle gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Milli takımımızla gurur duyuyorum. Habib’e ilk kampa geldiğinde gözünde olan ışığı yitirmeden o madalyayı kapıp geldiği için teşekkür ediyorum. Onun da dediği gibi bu bir başlangıç, devamı gelecek. Milli takıma destek vermek yerine diğer oyuncuları izleyen herkesi öğrendiklerini uygulayarak başarıya ulaşmaları için iyi şanslar diliyorum. Çünkü Türkiye’nin her açıdan “iyi” bowlingcilere ihtiyacı var.

Ne olursa olsun bu memlekette bu sporun ilerlemesi, uluslararası seviyeye yükselmesi ve gençlerin yetişmesi için en azından ben elimden geleni yapacağım. Bu konuda yapılan her gelişmeye de elimden geldiğince destek olacağım. Benim gibi düşünen insanların da olduğunu biliyorum. Ama bu sporu ciddiye alıp çalışan ve bunun için ter döken insanlara ileri geri laf edenlerle de aram pek iyi olmayacak.

Herkese sevgiler ve iyi bowlingler...

 

Önder Gürkan